Amerikalı-İsrailli bir mimar olan Neri Oxman bir dönem tıp eğitimi de almış olmakla birlikte, şu an MIT Media Lab’da tasarımcı ve aynı üniversitede Medya Sanatları ve Bilimi profesörüdür. Tasarım, biyoloji, teknoloji ve malzemeyi yaratıcı bir şekilde birleştirerek bunu kendi sanat ve mimari düşüncesine entegre etmektedir.
İnsanlık, varoluşundan bu yana barınma ihtiyacını karşılamak için ilk önce taşları oyarak mağaralar, daha sonra hayvan postlarını kullanarak çadırlar, günümüzde ise cam, çelik, beton gibi malzemeleri kullanarak yüksek katlı barınaklar yapmıştır. Bu süreçte plastik ve karbon fiber gibi doğa dostu olmayan yapay ürünler de geliştirmiştir. Bu ürünlerin doğaya bıraktığı hasar ise kaçınılmaz olmuştur. Peki daha çevre dostu bir tasarım anlayışı mümkün değil midir? İşte burada Neri Oxman’ın yenilikçi ve doğayla bütünleşen organik tasarım anlayışı hayat kurtarıcı bir alternatif oluşturmaktadır. Somut ve yapay olan her malzemenin istenilen büyüklük ve karmaşıklıkta bütünleştirilebildiği bu çağda, Neri Oxman için asıl hedef; doğayla birleşen ve doğanın bir parçası olan malzemeleri, tasarımlarında kullanmak olmuştur.
Oxman’a göre tasarımın geleceği; atomların parçalarla, genlerle karıştırılıp birleştirilmesi, böylece zaten doğada bulunan parçacıkların, yeni bir düzen halinde kullanılmasına doğru gitmektedir. Teknoloji ve bilimin gelişmesi; ürünlerin, binaların, giyeceklerin, hatta şehirlerin parçalar halinde tasarlanıp montajlanması yerine, doğanın bize sunduğu kaynaklarla daha bütüncül, kendiliğinden gelişen ve büyüyen modüllerin tasarlanması imkanını sağlamaktadır. Böylece, önceden sadece doğanın yapabildiği şeyleri insanlık da yapabilir hale gelmektedir.
MIT medya laboratuvarında Neri Oxman ve ekibi tarafından geliştirilen "İpek Pavyonu", ürün ölçeğinde ve mimari ölçekte dijital ve biyolojik üretim arasındaki ilişkiyi incelemektedir. İpekböceğinin ipek iplikten koza oluşturma yeteneğinden esinlenilen bu pavyon için 6.500 tane ipekböceği kullanılmıştır. Bu projede biyolojik bir yazıcı olarak da kullanılan ipek böceklerinin, ışık ve ısıdaki değişkenlikler de dahil olmak üzere mekânsal ve çevresel koşullardan etkilendikleri belirlenmiştir. Böylece bir güneş yolu diyagramı ile ipek böceklerinin göç etmesi sağlanarak yapı içindeki açıklıkların konumu, boyutu ve yoğunluğu belirlenmiştir.
MIT medya laboratuvarında Neri Oxman ve ekibi tarafından geliştirilen "Aguahoja Pavyonu" tamamen doğal materyaller kullanılarak dijital ortamda tasarlanıp, robotik üretim tekniğiyle inşa edilmiştir. Burada, doğal ekolojilere yaklaşan ölçeklerde malzeme sentezi, dijital üretim ve fiziksel davranış arasında sıkı entegrasyon sağlayan yeni bir su bazlı tasarım yaklaşımı önerilmiştir. Beş metre uzunluğundaki yapının, esnek biyo-kompozit kabuğunda selüloz, kitosan ve pektin gibi doğal malzemeler kullanılmıştır. Çelik ve betonun aksine bu malzemelerin oluşturduğu kompozitler çevreleriyle sürekli bir diyalog halindedirler. Bazıları mevsimler değiştikçe kararır veya hafifler, bazıları cam gibi kırılgan ve şeffafken, bazıları deri gibi esnek ve serttir. Bu çeşitliliklere rağmen ortak paydaları ise; suda ayrışarak ekosisteme geri dönmeleridir.
Eğer Neri Oxman ve Biyo-mimari yazısı ilginizi çektiyse, siz de aşağıdaki kaynaklardan yararlanarak daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca Netflix'te bulunan "Abstract" belgeselinin Neri Oxman' ı konu alan 2. sezon 2. bölümünü seyredebilirsiniz.
1-https://mediatedmattergroup.com/
2-https://www.media.mit.edu/people/neri/overview/
Comments