Bauhaus okulunun önemli isimlerinden Oskar Schlemmer, ‘mekanikleşen yaşantı içinde mekanikleşmeyeni bulmak’ amacıyla insan bedeninin mekan ve hareketle ilişkisini deneysel metotlara başvurarak incelemiştir. Mimari, resim ve heykel gibi sanatların durağanlığına ve bir an içine sıkışmışlığına yönelik bir eleştiri olarak “Triadic Bale” yi geliştirmiştir.
Triadic Bale’ de Schlemmer, bedenin organik formunu tasarladığı kostümler sayesinde daha mekanik ve geometrik formlara evirerek bedeni mimari bir öge haline getirmektedir. Bu kostümler sayesinde insan bedeninin sınırlarını az da olsa ortadan kaldırarak, yarattığı mekanik bedenlerin ortaya çıkardığı yeni hareket olanaklarını gözlemlemektedir. Oyuncular, kostümlerinin içinde bu yeni hareket olanaklarını kullanarak kübik mekanın sınırlarını araştırmaktadır.
Triadik Bale üç seriden oluşur. Sarı seri, gül serisi ve siyah seri olarak isimlendirilen bu seriler gülmeceden ciddiyete göre gelişmektedir. On iki farklı dans, on sekiz kostümle, üç farklı kişi tarafından, iki kadın bir erkek olarak oynanmaktadır.
Oskar Schlemmer’ ın ilk kez 1922 yılında sahneye koyduğu bu performansa ait kayıtlar, Nazi Almanyası döneminde yok edilmiş olsa da, Schlemmer’ ın arşivinden kalan bazı eserler Triadic Bale’ nin ilk gösteriminin yapıldığı Stuttgart şehrindeki Staatsgalerie’ de sergilenmektedir.
Kaynakça:
1. Mimar Elvan Dervişoğlu, Mekan ve Beden İlişkisi; Mekanın "Bedenle Kavrayış" Üzerinden Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ, 2008
2. Sibel Alpar, Bauhaus'un Sahne Tasarımına Etkileri, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 2006
Comments